Afet bölgesinde işlemlerin daha hızlı sonuçlanması için sigorta şirketleri önceliği depremzedelere veriyor. Süreçlerin daha hızlı ilerlemesi, ödemelerde öncelik gibi birçok başlıkta kolaylık sağlanıyor.
ALİ ÇELİK'İN HABERİ - Toplamda 11 ilimizi etkisi altına alan deprem afetinde hasar boyutları gün geçtikçe daha da netlik kazanmaya devam ediyor. Bölgede yaralar hızla sarılırken vatandaşlar sigorta şirketlerinden de yardım bekliyor. Bölgede konut ve iş yerleri kadar hasar alan araçlar konusunda da çalışmalar titizlikle yürütülüyor. Kasko poliçesinin önemini bir kez daha göndeme taşıyan deprem felaketi on binlerce aracı da kullanılamaz hâle getirdi.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Gözetmen Sigorta Brokerliği Genel Müdürü Mehmet Selim İsmet araçlar için iki farklı sigorta poliçesi uygulaması olduğunu hatırlatarak “Bunlardan birincisi zorunlu trafik sigortası. Bu poliçelerde kullanıcının kendi aracında oluşan hasarları veya deprem hasarlarını ödeme gibi bir kapsam yok. Zorunlu trafik sigortası karşı tarafta oluşabilecek zararları kapsan bir uygulama. Diğer sigorta poliçesi tipi ise “kasko” olarak tanınan ve poliçe. Bu poliçeler sahibinin aracında oluşabilecek muhtelif riskleri teminat altına alan sigorta sözleşmesidir. Dolayısıyla deprem, yangın, sel felaketi gibi afetlerde, trafik kazası ve benzeri hasar durumlarında araç sahiplerinin trafik sigortasında ödeme alması mümkün değildir” dedi.
Kasko poliçelerinin tamamın deprem zararlarını kapsama altına aldığına dikkat çeken İsmet açıklamasında “Bazı poliçelerde satın alan kişinin bilgisi dâhilinde olmak şartıyla bazı unsurlar poliçe dışında bırakılabilir. Bu noktada ucuz kasko alırken kullanıcıların da teminat şartlarını kontrol etmesinde fayda var. Dikkat edilmesi gereken bir noktada poliçeye muafiyet eklenmiş olması” ifadelerini kullandı.
Depremde hasar gören araçlar için öncelikle sigorta şirketini arayarak hasar dosyası açılması gerektiğine vurgu yapan Selim İsmet “Devamında sigorta şirketleri hızlı bir şekilde takip dosyası açıyor. Bölgeye atanan eksperlere dosya iletiliyor. Dosyayı alan eksperler hızlıca poliçe sahiplerine inceme için dönüş yapmaya başlıyor. Bu noktada sigorta şirketleri çok sayıda hasar bildirimi aldıkarı için çalışmalarında ağırlıklarını deprem bölgesine vermeye gayret ediyorlar. Öte yandan aracınız hiç hasar almamış olabilir. Ortaya çıkan karmaşada araç çalınabilir. Sigrotacılık sisteminde ne olduğu değil, neden olduğu önemlidir” dedi.
Aracın çalınması deprem dolayısıyla olduğu tespit edilirse bunun bir deprem hasarı olduğuna dikkat çeken İsmet “Normal zamanda çalınan araçların işlemleri hırsızlık hasarı olarak nitelendirilir ve farklı şartlar dâhilinde kapsam dışı bile kalabilir. Deprem şartlarında çalınan araç, durum tespiti doğrultusunda deprem hasarı olarak kasko poliçesinden zararını karşılayabilir” şeklinde konuştu.
Sigorta şirketlerinin deprem bölgesindeki taleplere öncelik tanıyacakları, süreçlerin daha hızlı ilerlemesi, ödeme durumunda öncelik tanınması gibi birçok başlıkta kolaylık sağlayacakları konusunda bildirimlerde bulunduğunu belirten Selim İsmet “Bu noktada araç, ev veya iş yeri hiç fark etmez, poliçe sahibi arayarak bildirimde bulunduğu takdirde işlemlerin ivedilikle başlatıldığını tekrar hatırlatmakta fayda var. Poliçe, araç ruhsatı gibi gerekli belgeler bulunamasa bile mübcir sebeblerden dolayı vatandaşlar T.C. kimlik kartı ile işlemleri başlatabilirler” dedi.
Depremde zarar gören 10 binlerce aracın hasarlarının bir anda karşılanamayacağı yönünde söylentiler olduğuna dikkat çeken İsmet “Bu tamamen yanlış bir düşünce, sigorta şirketleri nasıl vatandaşların risklerini teminat altına alıyorsa, kendilerini de teminat altına aldıkları bir reasürans sistemi var. Bu dünya çapında büyük bir sistem. Evet sigorta şirketleri oluşan hasarları tek başına ödemeye kalksa zorlanabilir ama sigorta sisteminin işleyişi sayesinde ödemeler konusunda hızlı reaksiyon gösterecek güce sahipler” ifadelerini kullandı.
